28 Şubat 2011 Pazartesi

Polen, arı sütü ve propolis de kovandan elde edilebilecek çok önemli şifa kaynakları

"Polen, arı sütü ve propolis de kovandan elde edilebilecek çok önemli şifa
kaynakları..."Arı kovanlarından elde edilen doğal sağlık ürünlerini
tüketicinin hizmetine sunmaya devam eden arıcılardan, meydanlara inmeye
hazırlanan siyasetçilere tavsiyeler geldi.

Anavarza Bal Genel Koordinatörü Can Sezen, hücreleri yenileme özelliğine
sahip arı sütünün en büyük enerji deposu olduğunu belirterek, "Yoğun tempoda
çalışanlar için en iyi enerji kaynağı arı sütü" dedi.

Türk arıcılık sektörü, son dönemde başlattığı atılımları hız kesmeden
sürdürüyor. Arıcılık sektöründe 2008 ve 2009 yıllarında olduğu gibi hammadde
sıkıntısı yaşanmadığını belirten sektör temsilcileri, 2010 yılında yaşanan
büyümenin ardından 2011 yılı için de önemli hedefler belirledi.

Türk arıcılık sektörünün önemli firmalarından Adana'nın Kozan ilçesi
merkezli Anavarza Bal da 2011 yılı için hedef büyüttü. Anavarza Bal Genel
Koordinatörü Can Sezen, Nisan ayının sonu ile Mayıs ayı başında hasadın
başlayacağını belirterek, bu yıl firma olarak yüzde 60 büyümeyi
hedeflediklerini vurguladı.

Kovandan elde edilen balın yanı sıra doğal yaşam ürünlerini de tüketiciye
sunduklarını anlatan Sezen, kovandaki mucizevi ürünlerin, özellikle kış
aylarında hastalıklara karşı destek ürünü olarak kullanılabileceğini
söyledi. Sezen, "İnsanlar genelde bal dendiği zaman süzme bal ve petek
balını biliyor. Oysa polen, arı sütü ve propolis de kovandan elde
edilebilecek çok önemli şifa kaynakları" diye konuştu.

Son dönemde özellikle büyükşehirlerde doğal ürünler bulmanın zorlaştığına
işaret eden Sezen, balın, insanların çok rahatlıkla tüketebilecekleri bir
doğal ürün olduğunu vurguladı. Sezen, organik ürün arayan tüketiciler için
balın, tutunacak tek dal olarak kaldığını ifade etti.

Bal ve bal ürünlerinin, kahvaltılık olarak tüketilmesinin yanında şifa
niyetine de tüketilebileceğini belirten Sezen, Türk balının, dünyanın en
kaliteli balı olduğunu vurguladı. Sezen, Türk arıcısının ihracatta bazı
sıkıntılar yaşadığına işaret ederek, dünya fiyatlarıyla yarışamadıkları için
ihracat rakamlarının düşük kaldığını, 2009 yılında 70 bin ton bal
üretilmesine rağmen 400 ton ihracat yapılabildiğini söyledi.

Türk arıcısının kovandan yan ürünleri almakta da zorlandığına işaret eden
Sezen, arıcının güçlenmesi için polen, propolis ve arı sütü gibi yan
ürünleri kovandan almayı öğrenmesi gerektiğini ifade etti. Sezen, 2011
yılında kuracakları ziraat mühendisleri veya veterinerlerden oluşan bir ekip
tarafından alımlarını gerçekleştireceklerini belirterek, bu ekibin, arıcıdan
ürünü almakla birlikte arıcılara ücretsiz eğitim vereceğini söyledi.

Kovandan elde edilen ve son dönemde piyasaya sürülen doğal ürünlerin
tüketiciye tanıtılması için çalışmalarının sürdüğünü belirten Sezen, bu tür
ürünlerin satışının artarak devam ettiğini belirtti. Sezen, 12 Haziran'da
yapılacak milletvekili genel seçimleri için meydanlara inmeye hazırlanan
siyasetçilere de bal ürünlerini tüketmelerini tavsiye ederek, "Bal tüketip
meydanlara çıksınlar. En iyi enerji kaynağı" dedi.

Krem bal-arı sütü-polen karışımı ürünlerin, fazla efor sarf edecek
siyasetçiler için birebir olduğunu belirten Sezen, arı sütünün hücre
yenileme özelliğine sahip olduğunu vurguladı. Bilim adamlarının
çalışmalarına göre balla beslenen işçi arıların 4-6 ay arasında bir yaşam
süresinin bulunduğuna dikkat çeken Sezen, arı sütüyle beslenen kraliçe
arının ise 6-8 yıl yaşadığını belirtti. Sezen, "Arı sütü büyük bir enerji
deposu. Yoğun tempoda çalışanlar her sabah aç karnına bir kaşık alabilirler.
Meydanlarda efor sarf edecek siyasiler için de en iyi enerji kaynağı olacak"
şeklinde konuştu.

Sezen, doğal bir ürün olan balın analizinin de büyük önem taşıdığına işaret
ederek, balın analizlerinin yapıldığı laboratuvarlarını son teknolojiyle
donatmak için 1.5 milyon liralık yatırım yaptıklarını, önümüzdeki aylarda
hizmete girecek yeni analiz laboratuvarında saflık, antibiyotik ve kalıntı
analizlerini en ileri teknolojiyle yaparak balın tüketiciye en doğru şekilde
ulaşmasını sağlayacaklarını açıkladı.

26 Şubat 2011 Cumartesi

Yarın (bugün) hanımların günü olsun Yaşasın Kİlden Yaşasın Pazar

İyi geceler

Hanımlar, yarın kendinize zaman ayırabileceğiniz en iyi gün, hepimiz iyi bir bakım gününü hakediyoruz önce tırnak, saç, vb bakımı, temizlik

sonra yüz, boyun, kol, bacaklarımıza hafif masajla yedirerek güelce Kilden uyguluyoruz, sonra banyo tuzu kullanarak güzel bir duş ardından gutto tüz azltıcısonra gutto salyangoz, inci ya da blue anemone krem kullanıyoruz, kanepe oturup bir fincan yeşilçay, kırgınlığınız varsa tarçınlı, ballı ıhlamur içiyoruz, keyfimize bakıyoruz. Pazar gününü bizm günümüz ilan ediyoruz. Yaşasın Kilden

www.kildenmask.com

www.guttoshop.com

18 Şubat 2011 Cuma

GUTTO BLUE ANEMONE KREM


GUTTO BLUE ANEMONE KREM

Blue anemone cildi rejenere ederek yaşlanma etkilerini 12 haftalık kullanım sonunda oldukça yavaşlatır ve birçok belirtiyi olumlu yönde geri çevirir. GUTTO blue anemone kremi düzenli kullananlarda yaşlı cilt hücreleri genç cilt hücreleri gibi davranma eğilimine girer.


Lahanayı mutfağınızdan eksik etmeyin

Lahanayı mutfağınızdan eksik etmeyin

Uzmanlar, C vitamini zengini kış sebzesi lahananın kansere karşı da çok önemli bir koruyucu olduğuna dikkat çekerek “Lahanayı mutfakta baş tacı yapın” dediler.

Çocuğunuzu sigaradan koruyun

Çocuğunuzu sigaradan koruyun

Psikoza girebilirler

İngiliz bilim adamları tarafından yapılan yeni bir araştırma, hamilelik dönemleri sırasında sigara içen kadınların, çocuklarını ergenlik döneminde psikoza girme riskine soktuklarını gözler önüne serdi

Her gün 1 kase için

Her gün 1 kase için

Sofralarımızdan eksik olmayan domates çorbası bakın nelere iyi geliyor!

Domatesin enerji değeri (kalorisi) azdır. Bir orta boy domatesle en fazla 25-30 kalori alırsınız. Domates ve domates ürünlerinin kilo yönetimini kolaylaştırmasının bir nedeni de budur.

* Domates lif zenginibir besindir. Lif bakımından zengin beslenme; kolesterol kan şekerine destek olur.
* Kan basıncını azaltır.
* Kansere karşı korur.
* Kilo yönetimini kolaylaştırır.
* Kansızlıkla mücadelede yardımcıdır.

Kahvenin bilmediğiniz faydaları

Kahvenin bilmediğiniz faydaları

İçimi keyifli, sağlığa katkısı muazzam

Kahve, diyabet riskini düşürür. Günde içilen dört-altı fincan kahve, diyabet riskini yüzde 30 düşürüyor. Astım tehlikesini azaltır. Günde üç fincan kahve, astımsız bir yaşam sürmenizi sağlıyor. Hafızayı güçlü tutar. Yapılan araştırmalar, kahve alışkanlığına sahip yaşlıların, hafızalarının daha kuvvetli olduğunu kanıtlıyor. Parkinson riskini azaltır. Günde bir fincan kahve içen erkeklerin Parkinson hastalığı riski, yüzde 40'a varan oranlarda azalıyor. Karaciğeri korur. Kahve tüketmek, özellikle siroz yüzünden oluşan karaciğer kanseri riskinin azaltılmasına yardımcı oluyor. Düzenli kahve içenlerin, siroz gibi karaciğer rahatsızlıklarından daha az şikayet ettiği biliniyor.

15 Şubat 2011 Salı

GENÇLİK İÇİN PRATİK İKSİR

GENÇLİK İÇİN PRATİK İKSİR


İlaçtan çok daha etkili formüller. Gençlik iksiri, böbrek iltihabını yok eden formül, ev yapımı antibiyotik ve daha neler…
Hazırlanışı: 15-16 tane maydonoza 2 yemek kaşığı taze limon suyu ve yarım bardak da su ilave edildikten sonra blenderdan geçirilir.

Kullanımı:
Sabah aç karnına kahvaltıdan 15-20 dakika önce içilir. 15 gün boyunca her sabah içmek gerekir.
2. günden itibaren sabahları kalktığınızda daha dinç ve daha zinde kalkacaksınız. Yorgunluğu daha az hissedeceksiniz.
Bu karışımın özelliği gençleştirici bir etkisinin olmasıdır. Vücuttan toksinlerin atılması ve karaciğer yağlanmasına karşı da mükemmel bir çözümdür.

Hafıza için düzenli yürüyüş

Hafıza için düzenli yürüyüş

45 yaşından sonra haftada en az üç gün

Amerikalı bilim adamları, düzenli yürüyüş yapanların hafızalarında,
bir yılda büyük artış olduğunu, 45 yaşından sonra en az 3 gün düzenli
yürüyüş yapılmasını istediler.

Cilt güzelliği için 8 bardak su

Kış mevsiminde cilt sağlığının korunması için günde 8 bardak su
içilmesi öneriliyor. Acıbadem Kayseri Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr.
Hacı Ali Telbisoğlu, kış mevsiminde sağlıklı bir tene sahip olmak,
cildi soğuktan korumak ve yaşlanma etkilerini geciktirmek için
alınabilecek birkaç önlemin etkili olabileceğini belirtti.

Derinin, epidermis ve dermis adı verilen 2 temel tabakadan oluştuğunu,
yenilenen hücrelerin alt tabakadan üste doğru çıktığını bildiren
Telbisoğlu, ''Sürekli yenilenen bu hücrelerin en alttaki tabakadan
üste çıkmasına kadar 3-4 haftalık bir süre geçiyor. Kollajen doku, en
yoğun dermiste bulunmak üzere tüm deriyi bir ağ gibi sarıyor. Zamanla
zayıflayan kollajen doku özelliğini, cilt de elastikiyetini kaybediyor
ve yaşlanma süreci başlıyor'' dedi.